(a) yazmak, kaydetmek, not almak, (b) yazı ile yermek/değerini düşürmek.
I wrote him down as a fool: Onun aptallığını anladım, ona numarayı verdim. (c) cahil halkın anlayacağı şekilde yazmak, halka hitap etmek.
He writee down to the public. 12.
write down as: … olarak nitelemek.
They wrote him down as lazy. 13.
write in: (a)
write in for: mektupla istemek.
We wrote in for a free book, but the firm never replied. (b) adını seçim listesine eklemek. (c) metne ilâve yapmak. 14.
write off: (a) defterden silmek, iptal etmek.
to write off a debt.
write off capital: defterde gösterilen sermayeyi indirmek. (b) yok farzetmek, tamamen değersiz/işe yaramaz telâkki etmek.
You can write that off! Sen onu unut! (üstüne soğuk su iç!)
We'll just have to write off the arrangement if we can't find the money for it. (c) amorti etmek, kendi bedelini çıkarmak.
The new equipment was written off in 3 years. 15.
write oneself out: fikirlerini yazıp tüketmek, yazacak başka şeyi kalmamak. 16.
write one's own ticket: istediği yolu seçmek. 17.
write out: (a) yazmak, kaleme almak, yazıya dökmek.
to write out a check. (b) tümünü/bütün ayrıntılarile yazmak.
to write out a report. 18.
write up: (a) ayrıntılı yazmak.
to write up a report: ayrıntılı bir rapor yazmak. (b) (yazı ile) övmek, göklere çıkarmak.
to write the play up in the local newspaper. (c) (muhasebecilikte) değerini yüksek göstermek. 19.
writ large: besbelli, iri harflerle yazılmış, apaçık, göz önünde. 20.
written law: yazılı yasa, kayda geçmiş/müseccel kanun.